Cennet Şehir son dönemde Adana yaşanmaz bir hal aldı.
SAHİPSİZ ŞEHİR
Biz yazmaktan bıktık ama belli ki ders çıkarması gerekenler hiçbir şekilde kendilerine pay çıkarmamışlar. Kadim şehir Adana 40 yıllık geri kalmışlığına isyan edercesine mücadele ederken bir yandan ise huzur ve güven ortamına hasret günler yaşıyor.
Düne kadar Kenar Mahallelerinde Terör Örgütlerinin gece gündüz lastik yapıp barikat kurduğu bu şehrin Kenar Mahallelerinde, şimdi de ne olduğu belirsiz Çete ve Suç Örgütleri huzur ve güven ortamını tehdit etmeye başladılar.
Özellikle 40 yıllık terör sürecinin Devlet eliyle kısa bir sürede sona erdirildiği, deyim yerindeyse Esnafın ve Halkın nefes almaya başladığı bu süreç maalesef çok uzun sürmedi.
Her fırsatta şehrin yerel anlamda yönetiminin Beceriksiz Siyasetçiler nedeniyle başarısız olduklarını bizlerde yer yer bu sayfalarda dile getirdik.
Peki sorun sadece Yerel Yöneticilerden mi kaynaklı idi. Yani tek sorumlu ve suçlular Belediye Başkanları mı idi?
Başta İktidar Partisi olmak üzere İktidar ve Muhalefet Milletvekillerinin ve Teşkilat Mensuplarının hiç mi sorumluluğu yoktu?
Tabi bu sindirilmiş şehirde, bu soruyu soracak yürekli ne bir Basın Mensubu ne de siyasetçi olmadığı için Cennet Şehir son dönemde Adana yaşanmaz bir hal aldı.
Yaşı kırkın üstünde olanlar gayet iyi hatırlarlar. Adana şehri olarak Siyasetin ve Toplumun Sağ-Sol diye ayrıma maruz bırakıldığı 80’li yıllara geri döndük. O tarihlerde sabah evlerinden çıkan İnsanlar aileleriyle helalleşmek suretiyle ayrılırdı.
Yani sabah evden sağ salim çıkan bir insanın akşam evine sağ salim dönme ihtimali büyük risk taşıyordu. Tam Sağ-Sol Davası bitti memlekete huzur geldi dedik, bu sefer Terör Örgütleri gariban halkın başına musallat oldular.
Anlayacağınız her daim altta kalan ve bedel ödeyen bu çaresiz halk her daim korumasız ve tehdit altında kalmaya adeta mahkum bırakılmıştı. Bu nedenle Türkiye’nin en büyük dördüncü şehri artık insanların göç edip kaçtığı bir şehir oldu.
Bugün gelinen noktada Sağ-Sol Davası ve Terör Örgütleri bertaraf edildi. Devlet KCK Operasyonları sayesinde özellikle uzun yıllar Huzur ve Güven ortamına hasret kalan başta kenar mahalleler olmak üzere Şehir İnsanı nefes aldı diyebiliriz.
Bu rahatlama süreci çok kısa sürdü. Bugün karşı karşıya olduğumuz korkulu tablo maalesef geldiğimiz durumda başa dönüldüğünün bir göstergesi oldu.
Bu Şehrin sokaklarında yürümek pek akıl karı bir durum değil. Her an bir kör kurşuna kurban gidebilirsiniz. Bu ifade belki kulağa pek hoş gelmiyor olabilir. Ancak birisinin Kral Çıplak demesi gerekiyor.
Ülkenin tüm yükü Uzun Bir Adam’ın sırtına yüklenmiş durumda. Ve ne hazindir ki beceri yoksunu Yöneticiler ve Siyasiler yüzünden Masum ve Mazlum Halk faturayı Uzun Adam’a kesiyor.
Cumhurbaşkanı son dönemde, yorulan yol arkadaşlarımız kenara çekilebilir diyerek kendi partisinin beceriksiz ve başarısız yöneticilerini açık bir şekilde uyardı. Tabi üstüne alınan kimse olmadı.
Neredeyse kuruluştan bu yana parti teşkilatlarında yer alan vasıfsız ve verimsiz teşkilat mensuplarıyüzünden Ak Parti Bir tek Belediye dahi kazanamadı. Kendileri dışında neredeyse herkesi suçlu bulan bu teşkilat mensupları Ak Partinin ve dolayısıylaAdana’nın kan kaybetmesine neden oldular.
Cumhurbaşkanı, Uluslararası Diplomasi ile mi uğraşacak yoksa Adana’nın Kenar Mahalleleri ile mi. Bu sorun bugünün sorunu değil maalesef. Devlet Başkanı asli görevini ziyadesiyle yerine getirirken Alt Kadrolarının aymaz tutumu sayesinde sadece Seçim Hezimeti yaşamış aynı zamanda ŞehirÇetelerin ve Suç Örgütlerinin cirit attığı mekanadönmüştür.
Bu yazımı okuyup kendi payına ders çıkaran varsa Siyasetçiler onurlu bir şekilde gereğini yerine getirirler. Aksi halde bu şehirde yaşanan cinayetlere, tehdit ve haraç toplama olaylarına ortak olduklarını kabul ediyorlar demektir.
Devletin varlığını sarsacak her türlü eylem ve girişim bu halkın huzuru için en büyük tehdit değil midir?
Peki! Parti gözetmeksizin soruyorum! Bu şehrin yönetiminden sorumlu Vekillere ve Siyasi Partilerin Teşkilat mensuplarına soruyorum. Allah Aşkına bir gün olsun İktidar Muhalefet demeden bir araya gelerek Adana ve Adanalının sorunlarını konuştunuz mu?
Daha ileri gidiyorum kendi kişisel işleriniz ve çıkarlarınız dışında Allah Rızası için Bir Yaralı Parmağa İlaç oldunuz mu?
Biliyorum ilk defa bu sorular ile karşı karşıya kaldınız! Hazırlıksız yakalandınız çok iyi biliyorum. Bilmiyorum ama Utanması Gerekenler utanmazken Mazlum Adana Halkının utanmasını mı bekliyorsunuz!
En büyük ayıp ve utanılması gerekende geçtiğimiz hafta gerçekleşti. Adana’nın sorunu Türkiye Büyük Millet Meclisinde gündeme İstanbul Bağımsız Milletvekili tarafından getirildi. Bilmiyorum başka söze gerek var mı?
Emin olun bu son uyarım son yazım olmayacak. Bu şehir huzur ve güven ortamına kavuşuncaya kadar yazmaya ve şehrin sorunlarını dile getirmeye devam edeceğim.
“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” Hadisini referans almak suretiyle her daim Hakkı ve Hakikati dile getirmeye özen göstereceğiz.
Selam ve dua ile…