Milli Mücadele öncesi Çukurova bölgesinde yaşanan işgal ve zulüm günleri, Adana'da koruma altına alınan tarihi bir yapıyla yeniden gün yüzüne çıktı. Kozan Belediyesi, 1915 olaylarına dair uluslararası iddialara cevap niteliği taşıyan ve katliamın en somut delillerinden biri olan fırın tarihi gerçekleri yerli ve yabancı ziyaretçilerin hafızasına kazıyor.
Adanalıların hafızasında derin izler bırakan olayların merkezinde, Fransız işgali sırasında silahlandırılan Ermeni gruplar yer alıyor. Tarihi kayıtlara göre; işgal döneminde Kozan'da tutuklanan Türkler, göstermelik yargılamaların ardından bu fırınlara atılarak topluca infaz edildi. İnsanlık dışı uygulamaların yaşandığı fırınlarda, katliamın ardından ekmek üretimi tamamen durdu. Yıllarca atıl kalan ve vahşetin sessiz tanığı olan bu yapı, bölgede yaşananların unutulmaması için özel bir alana dönüştürüldü.

Vahşetin arka planında, Fransızların bölgedeki askeri yetersizliği yatıyor. Suriye ve Lübnan'ı işgal ettikten sonra Torosları aşarak Adana, Hatay ve Mersin'e giren Fransız ordusu, geniş coğrafyayı kontrol etmekte zorlanınca 'Kamovar' adı verilen Ermeni lejyonlarını devreye soktu.
Savaş öncesinde eşkıyalık yapan, işgal sürecinde ise Fransız üniformasıyla yetkilendirilen bu gruplar, özellikle savunmasız Türk köylerinde terör estirdi. Arap isyancılarla da işbirliği yapan bu çetelerin, sivil halka yönelik tecavüz ve kafa kesme gibi ağır suçlar işlediği tarihi belgelere yansıdı.
Uluslararası arenada Türkiye aleyhine yürütülen lobi faaliyetlerine karşı bir belge niteliği taşıyan fırın, Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'nun hazırladığı metinlerle tanıtılıyor. Girişe asılan Türkçe ve İngilizce tabelalarda, hem Hocalı'da hem de Anadolu'da yaşanan süreç detaylandırılıyor. O dönemden kalan tek yapı olan fırın tarihi bir vesika olarak korunuyor. Fırının özellikle Ermeni Soykırımı yalanına somut bir cevap olduğu belirtiliyor.