İşte İşadamı Koray Sarısaçlı'nın açıklama metni:
“Hakikatler Yalanlara Her Zaman Galip Gelecektir.
İlk yazımı paylaştığım zamandan bu yana meydana gelen durumlar hakkında bir takım açıklamalar yapmam gerektiğine inanıyorum.
İlk olarak bu yazının trol bir kişi tarafından yayınlandığı yalanına bir açıklık getireyim. Savcılık dosyası üzerinden yayınladığım belgeler, aslında bu trol yalanını bertaraf etmektedir. Çünkü beni kaçıran kişiler ve onların tutuklanma sebebi olan aşağıdaki delilleri ve yaptığım özel açıklamaları hiçbir trol bilemez.
1. Yusuf Tapan’ın sahte plakayla yakalanıp Bağlar Karakoluna verdiği ifadeyi,
2. Erdal Ergül’ün aracında kaçırılma anına ait atılan kül tablası ve sticekerlerın araç üzerindeki izlerini,
3. Tutuklanan kişilerin beni takip video görüntüleri ve fotoğraflarını,
4. Yusuf Tapan’a ve Rıdvan Biçen’e zorla verilen vekâletle gasp edilen mülkleri,
5. Yıllarca yanımda çalışıp, Alparslan Kuytul’un azmettirmesiyle bana ihanet eden Ufuk’un olay günü kaçırılmamdan birkaç dakika önce Whatsapp üzerinden Yusuf Tapan’a attığı cevapsız çağrıyı,
6. Rıdvan Taş’ın araç plakasını monte ederken çekilen fotoğrafını,
7. Kaçırmanın yapıldığı araç üzerindeki parmak izlerini,
8. Araç koltuk başlığına kan bulaştırıldığı yalanına karşı, araçtaki kanın tavan ve paspasta olduğunu ve bu belgelerin ben işkence altında mahpus iken ortaya çıktığı gerçeğini,
9. “Biz mafya mıyız; bizim böyle işlerle ne işimiz olur” diyen Alparslan Kuytul’un beni de takip için görevlendirdiği adamı Rıdvan Biçen’in Doktor Bülent Tümkaya’yı tehdit ettiğini ve onu takip ederken suçüstü tutuklandığını,
Bu belgelerin ve bilgilerin tümünü bir TROLL BİLEBİLİR Mİ? Alparslan Kuytul yukarıda maddeler halinde saydığım deliller gün gibi güneş gibi apaçık iken bunları neden görmezden geliyor gibi yapıyor? Çünkü erkek adam değil ve o tek kelimeyle büyük bir yalancı. Bu yazdıklarımın ve delillerin kendisine ulaştırıldığını biliyorum. Bu delillere cevap veremeyişinin bu suçu ve onun delilleri kabul etmek olduğunu başta Alparslan Kuytul olmak üzere herkes çok iyi anlamaktadır.
Geçenlerde Furkancıların kendi sitesinde yayınladığı bir videoda savcı bey, beni kaçıranlardan Yusuf Tapan’ın eşine “siz dosyayı gördünüz mü; dosyada tutuklanmayı gerektirecek kesin deliller var, avukatınız size bu delillerden bahsetmedi mi?” dediğini izledim. Yusuf’un, Alparslan Kuytul tarafından kandırılmış eşi, “ dosyayı biliyorum, bilirkişi raporu bizim lehimize” diye ezberletilmiş cümleler kullanmasına şaşırmadım. Haydi hodri meydan! Savcılık dosyasını alın bir inceleyin de talimatla mı yoksa delillerle mi tutuklanmışlar bir görün. Bu arada Alparslan Kuytul’un bilirkişi raporu yalanlarına bir açıklık getireyim. Bilirkişi raporunun bir kısmında onlarında iddia ettiği gibi “yüzleri kapalı olduğu için kimler olduğu anlaşılamıyor” ifadesi geçmektedir. Ancak bilirkişi raporunun ilerleyen satırlarında “vücut hatları, boyları, omuz yapıları vb. özellikleri tutuklanan kişiler ile birebir uyuşuyor” ifadesini neden saklıyorsunuz? 37 sayfalık bilirkişi raporundan sadece bir cümleyi alıp diğer kısımları neden saklıyorsunuz?
Rumeysa’ya yazılı metni gönderip aynısını okuyacak diyerek video çektirip Alparslan Kuytul’a gönderdiklerini yalanlayabilecekler mi? Benzeri bir video kaydını ellerinde esirken de çekmişler ve dediklerimizi yapmazsan diye bu kayıtla beni tehdit etmişlerdi. O konuşmalar tehditle ve talimatla yapılmıştı. Kaburgalarımın kırık olmasıyla ilgili doktor böyle dedi, filandan böyle duydum gibi mış, mış gibi laflarla Alparslan Kuytul kıvırmayı bıraksın. Erkek adam olsun ve “yalan söylüyorsam, onun kaburgaları kırıksa Allah imanımı alsın, dünya ve ahiretimi perişan etsin ve eşimde benden boş olsun” desin de görelim.
Lanetleşmeyi insanlara o öğretti. Aklına ve ağzına gelen yalanı ve her iftirayı yüzü kızarmadan söylediği için ahlakımda olmadığı halde lanetleşmeye davete mecbur kaldım. Bu kaçırma ve işkence işinin planlayıcısı ve azmettiricisi Alparslan Kuytul’dur. Gerçi lanetleşme tekliflerimi deve kuşu misali görmezden gelmeye devam ediyor. Bir sürü delil varken bunlara cevap vermesi gerekirken o bunu demiş, ondan böyle duyulmuş vb sözlerle kendini de başkalarını da kandıramazsın. Okyanus gibi deliller apaçık ortada iken Alparslan Kuytul çakıl taşlarıyla uğraması yalancılığın ve hedef saptırmanın vesikasıdır. Cezaevinde yatan kişilerin ses kaydı aracılığıyla talimatla tutukluluk yalanına devam ediyorsunuz. Ezberletilmiş cümlelerle yayınladıkları ses kayıtlarında, Alparslan Kuytul kendinin azmettirici olduğu gerçeğini saklamaya büyük özen gösteriyor. İleride gerçekleri itiraf edebilirler korkusuyla cezaevindekilere kendisinin masum olduğunu ifade eden cümleleri yemin ettirir gibi söylettiriyor.
Bu arada yazıyla ilgili yorumlara ve mesajlara şu an cevap veremeyeceğim. Çünkü aklını kullanan kişiler için ortaya koyduğum deliller o kadar açık ki başka söze ihtiyaç yok. Zaten Alparslan Kuytul’un ısrarla davet ettiğim lanetleşmeden neden kaçındığını Furkan Vakfı mensuplarının anlamıştır herhalde. Ancak rüyalarla ve kutsal vaatlerle etki altına alıp kandırdıkların belki şimdi anlamayacaklardır. Alparslan Kuytul, yazıda ortaya koyduğum belgeleri ve ilerleyen zamanlarda açıklayacağım delilleri görmezden gelmeye devam etsin. At arabasından uçak hızında ilerleme olacağı gazını vermeye devam etsin. Yalanlarla hazırladığı tiyatro bir gün elbet bitecek.
Bu arada mağdur edebiyatıyla bir yere varamayacaksınız. İşkenceci olan Alparslan Kuytul kendini mafya gibi görüp, “ben devlet gibiyim, devlet nasıl milletin malına el koyuyor. Ben ….(?)kişinin malına el koyduğum gibi senin de malını el koyarım” dediğini inkar edebilecek mi?
Alparslan Kuytul’un din düşmanı, Allah’a ve dine küfreden insanlarla ne işler çevirdiği elbet bir gün ortaya çıkacaktır. Bu ülke aleyhinde konuşanlara ve bu vatana düşmanlık edenlere karşı hiçbir tavrı ve sözü yok. Alparslan Kuytul, köküm dışarıda değil diyor ama kendini aklamak ve taraftar bulmak için kökü dışarıda olan herkesle çekinmeden görüşüyor. Nimetlerinden istifade ettiğin bu ülkeye ve kurumlarına dış güçlerin saldırması gibi pervasızca saldırıyorsun. Ülkeye düşmanlık eden herkesle ülkeye düşmanca fikirlerine alkış tutarak destek oluyorsun. Özerklik meselesini gündeme getirmesi de neyin nesi? Ülkemizin parçalamanın ilk basamağı olacak özerkliği kulağına kim fısıldadı? Herkese ideolojik düşüncelerine göre konuşması onun ne kadar ilkesiz ve çıkarcı olduğunun göstergesidir.
Alparslan Kuytul ümmetçilikten bahsediyor ama ümmetçiliği baltalayan bizzat kendisidir. Görülen rüyalar üzerinden seçilmiş bir cemaat olduklarını açıkça söyleyerek diğer Müslümanları ötekileştiriyor. Her cemaati ve her hocayı çok rahat eleştirebiliyor. Ama kendisi aleyhinde hiçbir eleştiriye tahammül edemiyor. Müslümanlarla beraber hareket etmediği gibi kendi mensuplarını diğer cemaatlerden ve Müslümanlardan uzaklaştırıyor. Alparslan Kuytul bu taktiklerle dışarıya kapalı kendisine bağlı marjinal bir yapı kurmayı başarmış durumdadır.
Son olarak avukatlarınız ve Alparslan Kuytul bu belgeleri niye saklıyorlar. Acaba başta cezaevinde yatan kişilerin aileleri olmak üzere tüm vakıf mensuplarının bu tezgâhı anlamalarından mı korkuyorsunuz? Unutmayın gerçekler, er geç bu dünyada ve ahirette nasıl olsa ortaya çıkacak. Allah’ın mazlumlarla ve doğrularla beraber olduğunu eninde sonunda anlayacaksınız. İnsanları kınadığınız şeyler başınıza gelmeden ve insanlara yaşattığınız acıları tatmadan öyle rahat bir hayat da yaşamayacaksınız.“
