Bir önceki yazımızda "Kurtuluş Savaşı Kahramanlarımıza isim isim " teşekkür ediyorduk;
Devam edelim;
Onbaşı olduğunda, neredeyse sadece kadınlardan oluşan birliği ile, düşmanın cephe gerisine bir saldırı düzenleyen ve aralarında, bir Yunan subayı dahil, toplam 25 esir askerle geri dönen Erzurum'lu Kara Fatma'ya (Seher Erden);
Kocayayla baskınından geri çekilen silah arkadaşlarına cesaret vermek için hızla öne atılınca, başından vurularak şehit olan Gördesli Makbule'ye ;
Çanakkale'de ölen kocasından kalan tek hatıra, elmas küpelerini bozdurarak, kendisine tüfek alıp dağa çıkan ve Yörük Ali Efe'ye katılan Emir Ayşe'ye;
Düzenli ordu kurulana kadar 20 aylık bir sürede, düşman kuvvetlerinin Aydın Kanadından,Anadolu içlerine ilerlemesi engellenen Yörük Ali Efe'ye;
BekirAğa Bölüğü'ne baskın düzenleyerek, tutuklu bulunan,vatansever ve aydınları kurtarıp Anadolu'ya geçmelerini sağlayan Yahya Kaptan'a;
Bir Fransız gemisini kaçırmayı başarınca, ona layık görülen 'İstiklal Madalyası'nı geri çevirerek "Ben madalya için değil, milletim için savaştım" diyen İpsiz Recep'e;
Kumardan hileyle kazandığı 45 bin Frank ile, kendi deneyimiyle İzmir'deki vatan görevine başlayan 'İngiliz Kemal' lakabıyla anılan Türk ajan Ahmet Esat'a (Tomruk);
Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın gizli örgütü 'Karakol'un yöneticisi Naciye Faham'a;
İşkence görmesine rağmen Karakol'un adresini vermeyen Topkapılı Ebe Şahende'ye;
Felah Grubu'na saraydan bilgi taşıyan V. Murat'ın kızı Fehime Sultan'a;
İşgal protestolarında on binlere konuşan Şukufe Nihal'e;
Sebahat'a;
Zeliha'ya
Darülfunun'lu Saime'ye;
12 yaşında, İnönü muharebelerinde savaşan Nexahat'e;
"Muharebe bana düğündür paşam" diyen,Mustafa Kemal'in askeri, Sivas'lı Fatma Seher'e;
Çerkez kadınları örgütleyen,Hayriye Melek'e;
Alaşehir'deki zulmü Dünya'ya; çektikleri telgrafla duyuran Makbule'ye, Nebile'ye;
Yunan işgaline, elinde silahla karşı koyan Turgutlu'lu Çavuş Ayşe'ye;
Ödemişli Fatma'ya;
Köpekli Nuri Çetesi'ne katılan Aydın'lı, namı diğer Binbaşı Ayşe'ye;
Yörük Ali Efe'nin1.Bölüğünün 4. Mangasında nişancı olarak savaşan Emire Aliye'ye;
Elinde balta ile Menderes Köprüsü'nde düşman bekleyen Arşın Teyze'ye;
Sarayköy'e gelen İngilizci Nasihat Kurulu'nun üzerine silahla yürüyen Adöv
Ayşe'ye;
Başındaki yırtık örtüsünü erkeklerin yüzüne atıp "alın bunları örtünün,silahları bana verin, ben savaşırım" diyen Kezban'a;
Mavzeri hiç susmayan şehit eşi Senem Ayşe'ye;
Düğünde takılan altınları Ankara'ya bağışlayan Kastamonu'lu 17 yaşındaki Hatice'ye;
Üç kızını Mustafa Kemal'e emanet edip, Sakarya Cephesine koşan ve yaralanan Ayşe Çavuş'a;
Düşmanla işbirliği yapan oğlunu vurup dağa çıkan Domaniç'li Habibe'ye;
Erkek kılığında savaşan ve sonra kadın olduğu anlaşılan Halime Çavuş'a;
Soyadını 'İnönü Meydanı'nda, çarpışa çarpışa alan Mustafa İsmet'e;
"Geldikleri gibi giderler" deyip; geldiklerinden biraz daha hızlı gitmelerini sağlayan Mustafa Kemal'e;
Zafere...Şerefe...için.
Afiyet olsun.