KERAMETİ KENDİNDEN MENKULLER
Keramet kavramı, ilk insandan günümüze var oluş sebebiyle müsemma her dönem tartışmaya açık konu olmuştur.
Öyle ki toplumların Sosyal Yaşamlarında karşılaştıkları büyük problemlerin temellerinde yine Keramet kavramı karşılarına çıkmıştır.
İnsan Kaynaklarının her geçen gün kıymet kazandığı böylesi zamanlarda Liyakat ve Ehliyet kavramları da bu tartışmaların önemli bir paydası olmaktadır.
Kurumsal Yapılarda özellikle Yönetim Kadrolarının Liyakat sahibi olması ve yetkinliği o Kurumsal Yapının performansını doğrudan etkilemektedir.
Gerek Özel Sektöre Mensup Ticari İşletmelerde, gerekse Kamu İktisadi Teşekküllerde özellikle son dönemlerde Liyakat ve Ehliyetsizlik nedeniyle ciddi problemler baş göstermektedir.
Bugün herhangi bir Ticari İşletme yöneticisinin düşük performansına bağlı ticari hedeflerinden uzak kaldığı takdirde doğrudan Sorumlu Yöneticinin görevine son vermek suretiyle tasarruf göstermektedir.
Bu bırakın Ticari İşletmeleri Spor Kulüpleri için de genel kabul görmüş bir kuraldır. Başarısız bir Teknik Direktör seri olarak kaybedilen 3-4 müsabakanın ardından görevine son verilir.
Bu hayatın hemen her aşamasında aynı tepki ile karşılık bulur. Yani kısacası sahada Kötü Oynayan, Başarısız Oyuncu oyundan çıkmak zorunda kalır.
Psikoloji biliminin “Ödül ve Ceza Kuramı” misali. Başarı Takdir edilir Başarısızlık ise cezalandırılır.Aslında Ceza kelimesi hem kulağa hoş gelmiyor hem de ister istemez insanı rahatsız ediyor.
Ancak bizler pekala atasözünden de biliyoruz ki “Şeriatın Kestiği Parmak Acımaz.” Kurumsal açıdan bakacak olursak her başarının bir karşılığı vardır.
Ancak buna mukabil her başarısızlık karşısında da bir kayıp ve bedel muhakkak olmaktadır.
Bu tabi ki Siyaset Arenasında da yine geçerli bir usuldür. Bugün seçim bölgesinde ciddi başarısızlık yaşamış siyaset adamları ve onların Yönetim Kadroları mutlak surette asgari düzeyde de olsa bedel ödemek durumunda kalırlar.
Son Yerel Seçimler ve elde edilen istatistikler neticesinde ortaya çıkan siyasal sonuçlar yine karşımıza Liyakat ve Ehliyet konusunu tekrardan çıkarmaktadır.
Muhtemel kazanılması gereken yerde seçim kaybeden adaylar ile mevcut elinizde bulunan makamları kaybedenlerin Karne Notu ve bedeli aynı olmayacaktır.
Daha açık konuşmak gerekirse “Seçim Kazandıranlar” nasıl Takdir Görüyor ise “Seçim Kaybettirenler” buna mukabil mutlak surette hesap vermelidirler.
Son 10 yılın siyasi portrelerine bakacak olursak bu durumun, tam tersine işlediğini görmekteyiz. Kısacası, Başarısızlığın Sorgulanmadığı bir durumdan bahsediyorum.
Ve bu yüzden olsa gerek İktidar Partisi açısından son 10 yılda seçim istatistikleri her geçen gün geriye doğru seyir göstermektedir.
Siyasetin Olmazsa Olmaz unsurlarından olan, Özeleştiri Kültürü yerini Siyasi Hamasete bırakmış. Ve sonuç itibariyle birçok eldeki belediye kaybedildiği gibi Muhalif Kanat uzun yıllar sonra İktidar Hayali kurmaya başlamıştır.
Dahası kaybedilen belediyelerde görev yapan mevcut bürokratlar için yer bulma mücadelesi başlamıştır. Halbuki Görev Yaptıkları kurumlarda Vazifelerini hakkı ile yerine getirmiş olsalardı bugün kendilerine koltuk arama kaygısı da olmayacaktı.
Unutmayalım lütfen bir maçı sadece bir sporcu kaybetmez, kaybeden bütün takımdır. Bu nedenle “Kimse Kerameti Kendinde Aramasın.” Eğer içinde bulunduğunuz takım kaybetmiş ise sizin başarılı olduğunuzu düşünmek komik kaçar.
Bu siyasette de aynı şekilde geçerlidir. Seçimi kaybeden sadece Adaylar veya Başkanlar değildir. Bu, Teşkilatlarda Yönetim Kurulları, Belediyelerde ise Bürokratik Kadrolardır.
Bir tarafta kaybedilen ağır bir seçim yenilgisi varken “Yangından mal kaçırır misali” kendisine yeni makam ve koltuk arayanlara Siyaset Arenasında ve Bürokraside daha fazla tolerans verilmemelidir.
Bu süreç Parti Teşkilatları için de aynı şekilde çok önemlidir. Yeni kurulan İl ve İlçe Yönetimlerinde sadece Başkanlık Makamının değişimi ile müspet sonuçlar elde edileceğini düşünmek biraz safdillik olur.
Eskiye rağbet edilmediği gibi eskinin referansının dahi kabul edilmemesi doğru bir tercih olacaktır.
Bizler inanıyoruz ki, yeni isimler ve taze ruha sahip kadrolar ile başarıya ulaşmak daha kolay olacaktır.
Bu nedenle son söz olarak “Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı.”
Selam ve dua ile…