Ünsal Özdiker

Tarih: 04.12.2023 16:17

Mudanya ve Ankara Antlaşmaları (1)

Facebook Twitter Linked-in

MUDANYA ANTLAŞMASI

Bu millet düşmanı Mondros’tan başlayarak, denize döktüğü 9 Eylül 1922’ye kadar savaşarak geldiklerine pişman etmiştir.

Ancak savaştaki kazanımları masa başında da taçlandırmak gerekir.

Mustafa Kemal, savaşta gösterdiği başarıyı, İsmet İnönü ile birlikte diplomasi dehası gösterip, bu günkü Türkiye’yi kurmuşlardır.

Savaşta gösterilen başarının aynısını, masa başında da gösterdiğimizi, biz buradan size; siz de, çocuklarınıza, torunlarınıza anlatın.

Günümüz Türkiyesi’nin öyle ucuza elde edilmediğini herkes anlasın.

İzmir’de düşmanı denize döktüğümüz 9Eylül’den sonra, Garp Orduları Komutanı İsmet İnönü; orduları Çanakkale’ye doğru yönlendirdiğini, Fransızların ve İtalyan’ların İzmit ve Çanakkale’yi terk ettiğini biliyorsunuz.

Yalnız kalan İngilizler, müstemleke ülkelerinden de destek görmeyince, ateşkes  görüşmesi talep etmiş, Mustafa Kemal de “Mudanya’da görüşülsün demiştir.

Ordular Bursa civarında beklerken, 3Ekim’de görüşme başlamış.

Görüşmeye, İngiliz, Fransız ve İtalyan generaller katılmış., Yunan general toplantıya alınmayıp, gemide bekletilmiştir.

İngilizler,sanki savaş kazanmış gibi havalara girince, İnönü toplantıyı terk etmiştir.

Hem de tam 2 defa.

İsmet İnönü, İstanbul’u ve Meriç’e kadarki Trakya’yı talep edince, generaller “Buna yetkimiz yok” deyip, süre istemişler ve8 Ekim boş geçmiştir.

9 Ekim’de tekrar başlayan görüşmede; İngilizlerinin yelkenlerinin suya indiğini gören İsmet İnönü isteklerimizi dayatarak kabul ettirmiştir. 

Bizim savaşmaya mecalimiz kalmamasına rağmen Mustafa Kemal; Ankara’dan tehditler savurarak, İnönü’nün de inatçı tutumu sonucu, Trakya’da, İstanbul da bizim olmuştur.

Hani bazı geri zekalılar diyor ya,

“İngilizler kendiliğinden çekip gitti” diye.

Yani ;İngilizler, Dünya’nın göz bebeği İstanbul’u kuzu kuzu  terk edecekler.

Mudanya Antlaşması, Lozan’ın da, Montrö’nün de kilit taşı oluştur.

Mudanya olmasaydı, Lozan da olmazdı, Montrö de.

Yapılan her hamle, bir sonraki hamlenin temel taşını oluşturmuştur.

Nasıl ki, 8 Ekim1920 tarihli 2. Pozantı Kongresi ve 5 Ağustos’taki 1.ci Pozantı Kongresi olmasaydı; Adana İl Merkezi, Pozantı’ya alınmazdı.

Fransızlar da, Toroslar’a gidip yenilgiye uğramazdı.

Dolayısı ile ‘ateşkes’ talebinde bulunur muydu?

Aynı şekilde “Mudanya Antlaşması” olmasaydı, Lozan’da ve Montrö’de, İstanbul’u ve Trakya’yı alabilir miydik?

Mudanya’dan sadece 40 gün sonraki  “Lozan Barış Görüşmesi”nde, İngilizler ‘Savaş Galibi’ havasına girmiş; eğer biz 9 Eylül’de, İzmir’de ayağımızı uzatıp bekleseydik, Lozan görüşmesine kadar 70 gün geçmiş olacaktı ki, ne Trakya’mız olurdu ne de İstanbul’umuz.

(Devam Edecek)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —