Bir önceki yazımızda; Mudanya ve Ankara Anlaşmaları’nın Cumhuriyet’imizin kuruluşundaki yerini anlatmış ve demiştik ki;
Mudanya Antlaşması, Lozan’ın da, Montrö’nün de kilit taşı oluştur.
Mudanya olmasaydı, Lozan da olmazdı, Montrö de.
Yapılan her hamle, bir sonraki hamlenin temel taşını oluşturmuştur.
Nasıl ki, 8 Ekim1920 tarihli 2. Pozantı Kongresi ve 5 Ağustos’taki 1.ci Pozantı Kongresi olmasaydı; Adana İl Merkezi, Pozantı’ya alınmazdı.
Fransızlar da, Toroslar’a gidip yenilgiye uğramazdı.
Dolayısı ile ‘ateşkes’ talebinde bulunur muydu?
Aynı şekilde “Mudanya Antlaşması” olmasaydı, Lozan’da ve Montrö’de, İstanbul’u ve Trakya’yı alabilir miydik?
Mudanya’dan sadece 40 gün sonraki “Lozan Barış Görüşmesi”nde, İngilizler ‘Savaş Galibi’ havasına girmiş; eğer biz 9 Eylül’de, İzmir’de ayağımızı uzatıp bekleseydik, Lozan görüşmesine kadar 70 gün geçmiş olacaktı ki, ne Trakya’mız olurdu ne de İstanbul’umuz.
ANKARA ANTLAŞMASI
Geçtiğimiz 20 Ekim ise (1921) Ankara Antlaşması’nın yıl dönümü.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşundan bu yana “Ankara Antlaşması” adı altına, birkaç defa antlaşma yapılmış olup; ilk antlaşma 20 Ekim 1921’de yapılmıştır.
Fransızlar tarafınan talep edilerek yapılan bu antlaşmaya, 27 Mayıs 1920 günü uğradıkları ‘Karboğazı Baskını’ndan başlayarak; birçok esir ve ölü vermeleri sonucu Adanalı’ların şerrinden kurtulma isteği sebep olmuştur.
Verilen ölü ve esirler Fransa’da mitingler yapılmasına sebep olmuş, Mart ayında Adanalı’larla, Şakirpaşa Köşkü’nde bir ‘ön ateşkes anlaşması’ yapmışlardır.
Bu ön sözleşme ile Haziran ayında Ankara’ya bir ön görüşmeci gönderilmiş, Güney illerindeki işgali terk etme karşılığında isteklerde bulunmuşlardır.
Ne zaman ki ; Ruslarla “Moskova Antlaşması” yapılıp (arkamızı sağlama alıp), bir de 13 Eylül’de Sakarya’da Yunanlıları yenince, isteklerinden vazgeçip telaşa düşmüşler ve bizim isteklerimizi kabul ederek 20 Ekim 921 günü “Ankara Antlaşması” imzalanmıştır.
Bu antlaşmanın en önemli 2 maddesinden biri ’üç ay içerisinde, işgal ettikleri yerleri terk edecek, ikincisi Süleyman Şah Türbesi’nin bulunduğu alan bizim olacak ve orada Türk Bayrağı dalgalanacaktır.
Fransızlar bu antlaşma uyarınca, 3Ocak 1922’de Mersin’den başlayarak, 4 Ocak Tarsus, 5 Ocak Adana, 6 Ocak Ceyhan ve 7 Ocakta da Osmaniye’yi terk etmişlerdir.
Fransızlar Adana’yı terk ederken Adanalı’lar, Adana’ya ait meşhur aşağılama ifadesi olan”zort”çekmişlerdir.