TURUNÇ ÇİÇEĞİ FESTİVALİ
Adana, Adana olalı böyle bir hizip ve tartışma görmemiştir. İlki 2013 yılında düzenlenen ve bu sene ise 13. Kez düzenlenen Portakal Çiçeği Festivali Adana Kamuoyunu ikiye ayırdı denilebilir.
Şehir Festival yapılmasını destekleyenler ve desteklemeyenler olarak iki gruba ayrıldı. Bu durum başta Sivil Toplum Örgütleri ve onun çatı kuruluşu olan ASİM (Adana Sivil İnisiyatif Meclisi) mensupları tarafından ciddi eleştirilere uğradı.
Uzun süren Adana Büyükşehir Belediyesi mihmandarlığında yapılan bu organizasyon son yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığının inisiyatifine alması ile birlikte bir nebze olsa daha derli toplu bir hal aldı.
Ancak özellikle Festival, organizasyon içeriği ve katılımcı kitlesi nedeniyle şehirde sürekli tartışmalara ve fikir ayrılıklarına neden oldu. Özellikle son dönemde bu nedenle ASİM Bileşenlerinin yer aldığı Sivil Toplum Kuruluşlarının bu minvalde eleştirileri her geçen gün şiddetini arttırdı.
Eleştirilere katılmakla beraber katılmadığım kısımları da sizlerle paylaşma gereği hissettim. Başlangıç tarihi ve festival takviminin dahi sağlıklı bir şekilde planlanmaması zaten ayrı bir fecaatti.
Adana yıllardır yerelde kötü yöneticilerin diyetini hem de en acı ve şiddetli bir şekilde ödemeye devam ediyor. Üstüne üstlük Merkezi Yönetimle olan ilişkilerin sağlıksız olması şehrin daha geride kalmasının tuzu biberi oluyor.
Her geçen gün büyük bir köy ve kasaba görünümü maalesef değişkenlik göstermeden devam ediyor. Şehrin insanları bire bir de bu konudan mütevellit şikayetçi olmakla birlikte, söz konusu çözüm üretmeye geldiği vakit maalesef yanlış karar alma ve tercih noktasında olumlu bir adım atmıyor.
Gelelim Festivalin içeriğinin ve geniş halk kitlelerine hitap etmesi konusuna. Festival isminin Antalya Altın Portakal Film Festivalini anımsatan bir isim olması kesinlikle kabul edilebilir bir durum değil.
Keza Adana Turunçgil Şehri olmanın yanı sıra Turunç Meyvesi ile tanınan ve anılan bir şehir olma özelliği taşır. Bu nedenle isim olarak Turunç Festivali konulabilirdi. En azından Adana Özelinde bir isim olmuş olurdu.
Adana gerek sanatsal gerekse kültürel faaliyetlerden mahrum kalması hasebiyle içeriği ve doğruluğu tartışılmadan her türlü organizasyonu ve etkinliği kabul eden bir yapıya sahiptir.
Susuz toprağa dökülen her damla su nasıl emiliyorsa! Adana’da yapılan her organizasyon ortalamanın çok üstünde rağbet görüyor.
Bu nedenle 12 yıldır Portakal Çiçeği Festivali bomboş bir içeriğe ve Toplumsal Fayda noktasında, maksada yönelik olmamasına karşın binlerce insanın rağbet göstermesine mazhar oluyor.
Festival dediğiniz bir organizasyonun Misyon ve Vizyon yoksunu olması gerçekten de düşündürücü. Ancak gerek Yerelde Sorumluluk sahibi yöneticilerin pasif kalması gerekseSivil Toplum Örgütlerinin alternatif fikir ve proje sunamamaları, Festivali, Büyük Bir Kermes Organizasyonu kimliğine büründürmüştür.
Açıkçası Bizim Mahallenin Çocukları her zaman olduğu üzere şikayetçi olup, kınamaktan öte gidemedi. Tabiat boşluk kabul etmez düsturu ile tarih tekerrürden ibaret gerçekleşiyor.
Siz ortaya bir alternatif koymadığınız sürece ya mevcuda entegre olacaksınız ya da ömrünüz bu şekilde şikayet etmekle geçecek.
Adana özelinde son yıllarda Uyuşturucu ve diğer illegal örgütsel faaliyetlerin bu denli artmasını nasıl açıklayacağız. Özellikle gençlere yönelik, sürekli olarak Davet ve Sohbet Organizasyonu düzenlemek yeterli geldi mi?
Gençlerin beklentileri ile ilgili herhangi bir girişimde bulundunuz mu? Bu sorulara cevap buldunuz mu?Özellikle Gençlik Birimi olan Sivil Toplum Örgütleri ne tür Sanatsal ve Kültürel Faaliyetler gerçekleştirdiler?
Belki de bu söylediklerim birilerini rahatsız edebilir. Ancak inancımız ve misyonumuz bunu gerektirir. Biz alternatif bir proje ve organizasyon hayata geçirmediğimiz takdirde sadece Festivale karşı gelmekten öteye bir adım ilerlememiz mümkün olmaz.
Gelelim Portakal Çiçeği Festivalinin içerik ve işleyiş açısından değerlendirilmesi hususuna. Adana sıcakkanlı insanları ve zengin mutfağı ile Gastronomi Şehri olarak her daim Türkiye’nin ilgi odağında olmuştur.
Şehrin bu konuda da yine sahipsiz kalması nedeniyle satış ve pazarlama konusunda hak ettiği seviyeye ulaşamamıştır. Oysaki gerek tabiatı, gerekse tarihi ve kültürel zenginlikleri ile Adana sadece İç Turizmin değil Uluslararası Turizm için de bir cazibe merkezidir.
Peki Portakal Çiçeği Festivali Uluslararası düzeyde bir içeriğe ve zenginliğe sahip mi? Maalesef buna olumlu cevap veremiyoruz. Şehir renk cümbüşü haline geliyor ama Koca Bir Panayır hatta Kermes görüntüsünden öteye gidemiyor.
Kebap ve Yiyecek Standları Festivalin Vitrin yüzü olarak maksadın önüne geçiyor. Halbuki Adana zaten Ekim ayında gerçekleştirilen Lezzet Festivalinde yeteri kadar Gastronomi Hizmetleri ile gündeme geliyor.
Adana’da bulunan 2 Üniversite ve İş Dünyasının STK’larının efektif olarak dahil olmadığı bir Festivalden yana fazla beklenti içerisine girmemek gerekir. Gerçek bir Festival Kimliği için Bilimsel ve Teknolojik zenginliklerden de faydalanmak gerekmez miydi?
Festivale karşı olan bizim mahallenin çocukları krizi fırsata çevirme konusunda da maalesef sınıfta kaldılar diyebilirim. Binlerce katılımcının yer aldığı böyle bir organizasyonda sadece Hanzala ve Filistin Bayrağı Figürlerinin yer aldığı estetik bir protesto eylemi yapılabilirdi.
Tüm Dünyanın Filistin ve Gazze temalı protesto eylemleri yaptığı şu günlerde bizler sadece Basın Açıklamaları ve ABD Konsolosluğuna yönelik protesto eylemleri ile ses getirme gayretini yersiz ve yetersiz görüyorum.
Bunu söylerken bizzat kendimde katıldığım bu Protesto Etkinliklerine katılan kardeşlerimize saygı duyuyor ve şükranlarımı sunuyorum. Ancak bu artık karşılık bulan etkili yöntemler değil!
Düşünün bu Geleneksel Eylemler yerine, yüzlerce hatta binlerce insanın yer aldığı bir Festivalde yapılacak protesto eylemi Filistin ile ilgili verilen mesajın tüm dünyada milyonlarca insana ulaşmasını sağlayacaktır.
Artık Geleneksek Protestolar yerine daha etkin ve sanal mecrada tüm dünyaya ulaştırılacak Protesto ve Eylemler yapma zamanı geldi.
Selam ve Dua ile…