YENİ DÜNYADÜZENİ
Siz kendi içinizde kısır siyasi konular ve gündem üzerinde tartışa durun. Dünya yeni Ekonomik ve Siyasal düzenini oluşturma yönünde hızla ilerliyor.
Teknolojinin ve Bilimin bu denli hızlı geliştiği bir zamanda Güzel Ülkemde konuşulan konulara ve gündemine bakınca gerçekten yüreğim sızlıyor.
Toplumlar asla tesadüfen gelişmez ve asla tesadüfen geri kalmazlar. Bugün bizi geride bırakan gerek Doğu gerekse Batı toplumlarına baktığımız zaman her şeyden evvel, toplumsal anlamda kendi içlerinde uzlaşıya vardıklarını görürüz.
Oysa 100 yılını devirmesiyle övündüğümüz Cumhuriyet Türkiye’sinin bu 100 yıllık süreçte ciddi manada bir gelişim göstermediğine tanık oluyoruz.
Batı toplumlarının Sanayi Devrimini gerçekleştirdiği zamanlarda CumhuriyrtTürkiye’sinin Ana Gündem Maddelerine bakar mısınız;
- Ezanın Türkçe Okutulması
- Camilerin Kapatılması
- Başörtü Yasağı
- Şapka Kanunu
Bunlar o dönemin saçmalıklarının sadece bazıları diyebilirim. Ve bu yazdıklarımızdan fazlası,saymakla bitmeyecek akla ziyan gündem maddeleri.
Soruyorum size yukarıda yapılan uygulamaların hangisi bu topluma bir fayda sağladı. Türkiye bu sayede Sanayi Alanında mı gelişti. Yoksa Uzay Araştırmaları mı gerçekleştirdi. Ya da Savunma Sanayi Alanında mı devrim gerçekleştirdi?
Hadi hepsi bir yana Ekonomik anlamda Çağ mı atlattılar. Yoksa Bilim Alanında Atomu Parçalama konusunda bir gelişme mi elde ettiler?
Maalesef hiçbiri hatta hazır münferit yapılan Uzay Sanayi ve Otomotiv çalışmalarını da engelleme yoluna gittiler. Yeni Cumhuriyet her şeyi bir kenara bırakıp tek vazife olarak Anadolu İnsanının inancını sekteye uğratmayı seçmişti.
Düşünün sözde yeni bir yönetim şekline geçiyorsunuz. Ancak henüz ilk adımda toplumun dini değerlerini ve inanç dünyalarını yasaklarla ve zorbalıkla ayaklar altına alıyorsunuz.
Bana Laik Fransa başta olmak üzere yeryüzünde sadece 1 tane içerisinde yaşamış olduğu toplumun Dini Değerlerine ve İnançlarına düşmanlık besleyen bir Ülke veya Devlet gösterin, söz veriyorum bugün itibarı ile yazmayı bırakacağım.
Ne hazindir ki potansiyel rakip ülkeler 2. Dünya Savaşı gibi ağır bir yıkım ve enkaz yaşamıştı. Türkiye ise böylesi bir fırsatı dahi avantaja çevirememişti.
Tıpkı bugün olduğu gibi; Bağımsızlık, Özgürlük, Barış, Hak ve Hukuk gibi hamasi söylemlerle akla zarar kısır siyasi gündemler ile meşgul edilmekteydi.
Dünya Uzaya nasıl gideriz diye çalışmalar yaparken Güzel Ülkemde, Kamusal Alan diye zeka özürlü insanların dahi kabul edemeyeceği kavramlar türetiliyordu.
Dünya Atom Çağını konuşuyor ve tartışırken;Güzel Ülkemde hala Müslüman’ın kılık kıyafeti ile ilgili özel yasalar çıkarılıyordu.
İşin tuhaf yanı Yeni Cumhuriyet kurulduğunda; Hürriyet, Bağımsızlık, Özgürlük, Hak ve Hukuk gibi kavramlar konu İslam ve Müslüman olunca bir anda tüm bu kavramlar unutuluyordu.
Anlayacağınız kendi insanının dinine ve inancına düşman bir yönetim şekli oluşturulmuştu. Bunu nasıl mı biliyoruz?
Hristiyan, Yahudi veya farklı bir inanca sahip vatandaşın kılık kıyafeti ile ilgili bir sınırlama veya yasaklama yoktu!
Bu net bir şekilde İslam ve Müslüman Topluma bir düşmanlık idi. Oysa daha dün Çanakkale’de, İzmir’de ve vatanın bir çok cephesinde Allah Allah diye şehadete yürüyen Mehmetçiklerin kanı ile kurulmuştu bu Cumhuriyet!
Bebeğini kaybetme pahasına Kundağı ile Mühimmatı korumaya çalışan Mübarek Ninelerin emeğiyle kazanılmıştı bu Aziz Vatan Toprakları…
Aslında konuşulacak çok şey var ama gün birazda sabır sebat etme günüdür.
Çevremiz Yangın Yeri misali. Farkında mısınız bilmiyorum ama Yeni Dünya Düzeni kuruluyor.
Ve bunun öncelikli şartlarından birisi de Yeni Sınırlar çizilmesidir. Bizler asgari olarak Misakı Milli sınırlar ve hatta ötesini arzulamaktayız.
Bu nedenle bugünlerde her türlü ayrılıkçı söylem sahiplerinin, Yabancı Menşeili olduklarını bilmenizi isterim. Düşman Unsurları, yüz yıl önce bu topraklardan giderken sadece maddi varlıklarını bırakmadılar.
Bugün onların deyim yerindeyse bıraktıkları Kripto Mirasçıları farklı mecralarda çatlak ses çıkran Ayrılıkçılardır.
Ama biz biliyoruz ki her türlü engellemelere ve ihanetlere rağmen bu ülke Türkiye Yüzyılına ulaşacaktır. Temenni ve dualarımız bu yöndedir.
Selam ve Dua ile…