Korkut Daban

Tarih: 09.12.2024 11:21

ZAFER İNANANLARINDIR……

Facebook Twitter Linked-in

ZAFER İNANANLARINDIR

Ne söylesem nereden başlasam bilemiyorum. Ancak bildiğim bir tek şey var. O da İman etmiş inanmış bir Milletin önünde hiçbir gücün dahası Diktatörün duramayacağıdır.

Suriye topraklarında baba Hafız Esad ile başlayan ve sonrasında Oğlu Beşar Esad tarafından sürdürülen 61 yıllık Baas Rejimi ve Diktatörlüğüne, dün 8 Aralık Pazar günü Özgürlük Mücadelesi veren Suriye’nin gerçek sahipleri olan Yerel Halk tarafından sona erdirildi.

Emperyalist Batının asırlardır devam ettirdiği Sömürgecilik Düzeninin son temsilcileri olan sözde Demokratik Diktatörlerinin bir biryıkılması hem bölgemiz adına hem de insanlık adına önemli bir adım ve kazanımdır diyebiliriz.

Azınlık bir grubun zorla tahakkümü ve baskıcı uygulamaları sonucunda Milyonlarca İnsanı yerinden edip katleden Beşar Esad ve Rejimi tıpkı kendisinden önce ki Diktatörlerin sonu gibi oldu.

Suriye İç Savaşı’nın başlangıcı olan 2011 yılından itibaren başta Ortadoğu Coğrafyası olmak üzere tüm dünyanın dikkatlerini üzerine çekmek durumunda bırakan Beşar Esad kendi milletine zulmederek bir yere varılamayacağını keza İktidarını koruyamayacağını pekala bilmesi gerekiyordu.

Ancak geçmişten gelen alışkanlıklar ve diktatör psikolojisi onun makul kararlar almasını ve hayata geçirmesine engel oluşturdu.  Beşar Esad Azınlık temsilcisi olmasına rağmen Suriye Halkının % 85’ine karşı zulüm ile hükmetme çabası her daim Koltuk Kaybetme riski ile yaşamasına sebep oldu.

Bugün gelinen noktada kendisini ve ailesini destekleyen başta batılı ülkeler olmak üzere tüm destekçileri tarafından yüz üstü bırakıldı.

Öyle ki Esad’ın en büyük destekçilerinden olan İran ve Hizbullah dahi bir kalemde kendisini sildiler. İran Esad’ın sığınma talebine olumlu cevap veremeyecek kadar aciz duruma düştü.

Devlet olmanın ve Devlet Adamı olmanın gereği her şeyden önce Uluslararası Arenada Diplomasi Dili ve İletişime hakim olmaktan geçer. Bugün Türkiye özellikle son yirmi yılda bu konuda çok ciddi bir mesafe kat etti. İçeride ve dışarıda denge politikaları çok doğru bir şekilde yürütüldü.

Türkiye, bir taraftan Sosyal ve Ekonomik sorunlar ile uğraşırken diğer taraftan ise 40 yılı aşkın bir süredir Güneydoğu Anadolu Bölgesinde PKK gibi kökü dışarıda ayrılıkçı bir silahlı grup ile ciddi bir mücadele gösterdi.

Bu gün geldiğimiz noktada Türkiye Erdoğan’labaşlayan Siyasal Duruşu ve konumlanması ile başta Ortadoğu olmak üzere Dünya Siyaseti için önemli bir figür oldu.

Yakın zamanda kaleme almış olduğum “Yeni Dünya Düzeni” başlıklı yazımda bu konulara yine detaylı olarak değinmiştim. Suriye İç Savaşı’nın başladığı tarihten itibaren Türkiye’nin göstermiş olduğu tavır ve siyasal duruş Uluslararası Siyaset ve Diplomasi Alanında Ders niteliği taşımaktadır.

Mazlum Suriye Halkı 13 yıldır devam eden İç Savaş sürecinde göstermiş olduğu sabrın ve şanlı direnişin karşılığını Vatan Topraklarınınözgürlüğüne kavuşması olarak almışlardır.

Buna mukabil elde edilen bu zafer, Şanlı Direnişe saygı göstermeyen gerek içimizde ki gayrı milli kesimlerin gerekse ayrılıkçı kesimlerin büyük bir hayal kırıklığına uğramasına neden olmuştur.

Bu Şanlı Zafer, İç Savaşın başladığı tarihten itibaren Türkiye’ye sığınan Mültecilere her fırsatta Salyalı Dilleri ile saldıran onları hor vehakir gören Sapkın İdeoloji Yöneticilerine ve onların iflah olmaz destekçilerine Büyük Bir Tokat gibi inmiştir.

Tek Söylemleri Mülteciler (Suriyeliler) gitsin olan bu akıl ve izan yoksunu sözde siyasetçiler bugün İç Savaş sonrası geri dönüşlerin başlaması ile amaçsız ve gayesiz bir konuma düşmüşlerdir.

İşin ilginç yanı kendileri bu coğrafyaya göçmen olarak gelmiş olan bu Gezi Zekalı güruh, deyim yerindeyse “Dağdan Gelip Bağdakini Kovan” durumundadırlar.

Yüz yıl önce Çanakkale ve Kurtuluş Savaşında can veren Suriyeli kardeşlerimize tavır koyanların zaten Yerli ve Milli olması mümkün değildir.

Bizler biliyoruz ve inanıyoruz ki Osmanlı Bakiyesi bu Kadim Millet hiçbir vakit esarete boyun eğmeyecektir. Bugün Suriyeli Mazlum ve Mağrur Halkın başlatmış olduğu Yürüyüş 12 gün gibi kısa bir sürede Zalim Esad Rejiminin merkezi Şam Vilayetine ulaşılması ile sona ermiştir.

Artık Suriye için yeni bir dönem başlamıştır. Öncelikle sağlıklı bir yönetim ve sonrasında ise yerle bir edilmiş olan ülkenin gerek siyasi gerekse fiziksel anlamda yeniden ayağa kalkması olacaktır.

Net bir şekilde şunu söylemekte fayda var ne kadar teknolojik gücünüz olursa olsun Nüfusu olmayan toplumların Cenk Meydanında Muzaffer olmaları kolay olmayacaktır.

Düne kadar Savaş ortamında dahi Suriyeli Mülteciler çocuk yapma derdindeler diyenlere cevaben, Şam’a kadar olan Özgürlük Yürüyüşünde ki İnsan Konvoyu yeterli gelmiştir.

Yazımın başlığında da dile getirdiğim üzere “Zafer İnananların” olmuştur. Dileğimiz ve temennimiz aynı şekilde İzzet ve Şeref timsali Filistin Halkının da en yakın zamanda Özgürlüğüne kavuşmalarıdır.

Selam ve dua ile…  

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —