Röportaj: Zafer Şahin
Prof. Dr. Nazan Koluman hem akademik hem de özel sektör girişimcisi olmanın avantajlarını ve dezavantajlarını Fashion VIP Dergisi?ne anlattı.
Nazan Koluman kimdir?
?Aslen Mardinliyim ama İzmir?de büyüdüm tüm eğitim hayatımı İzmir?de tamamladım. Ege Üniversitesi?nden mezun olduktan sonra Adana?ya geldim. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesinde 1990 yılında asistan olarak çalışmaya başladım. Çalışmaya ilk başladığımda bir liste verdiler ve çalışmak istediğimiz bölümü seçmemizi istediler. Ben listeden konuyu değil de hocayı seçtim ve seçtiğim hoca koyun keçi uzmanıydı. Böylelikle koyun keçi maceram başlamış oldu. 1990 yılından beri Ç.Ü?de asistan, yardımcı doçent, doçent ve 2008 yılından beri de profesör olarak görev yapmaktayım. Akademik çalışmalarımın yanı sıra Tufanbeyli ve Feke Meslek Yüksekokullarını kurdum. Tamamen toplumsal kalkınmayı hedef alıyoruz. Dolayısı ile bizden çok yok. Dünyanın birçok bölgesinde projeci olarak çalıştım. Bu işi de çok seviyorum. Projenin ne olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Üniversite öğrencisi bir oğlum ve bir de annem var?.
?ANAHTAR TESLİM ÇİFTLİK KURUYORUZ?
Kurucusu ve genel müdürü olduğunuz Koluman-Gen Ar-Ge şirketiniz hakkında bilgi verir misiniz? Ne yapıyorsunuz bu firmada?
?Ocak-2018 ayında artık yıllardır biriktirmiş olduğum bilgi ve deneyimimi sahaya, yetiştiriciye aktarmak üzere bize verilen haktan yararlanarak projelerimi ve özel sektör danışmanlıklarımı Çukurova Üniversitesi Teknokent bünyesinde kurduğum Koluman-Gen AR-GE firmasına taşıdım. Yani Onlarca mentörlük deneyimimi kendim için girişimciliğe dönüştürdüm. Teknokent?te daha özgür çalışabiliyorsunuz ve dört duvar arasında kalmıyor yaptıklarınız. Hantal bir yapıdan dinamik bir yapıya geçiyorsunuz. Sektöre daha kolay ulaşabiliyorsunuz. Zaten Teknokent çatısı altında olunca tüm sektör öncelikli olarak gelip sizi buluyor. Daha saygın görünüyorsunuz çünkü artık bir girişimci, bir vergi mükellefi olarak maaşlı çalışından daha farklı kimliğiniz oluyor. Şu anda üç kişi istihdam ediyorum firmamda. Koluman Ar-Ge diğer üniversitelerimizde olduğu gibi artık üniversitede bilim yapan akademisyenlerin sahip oldukları bilgilerini sahaya aktarmaları için kurulmuş bir ekosistem olan Teknokent?te doğdu. Hem hizmet hem AR-GE birimlerimiz var. Bir AR-GE firması olarak koyun, keçi ve sığırcılıkla ilgili anahtar teslim çiftlik kuruyor ve bu çiftliğin karlı hale gelebilmesi için hem devletin sağladığı hem de uluslararası tüm kaynakları kullanılmasını sağlıyoruz?.
Hem akademik çalışmalar hem de özel sektör girişimcisi olarak zorlanmıyor musunuz?
?Tabi bu cesaret işi, özgüven gerekiyor. Vergi mükellefi bir özel sektör firması olarak hem bu işten para kazanmak, hem de Ar-Ge çalışmalarından vazgeçmeden hayata geçirmek cesaret istiyor. Koluman-Gen 9 aylık küçük çok küçük bebek bir firma. Ama bu süreç içinde Koluman AR-GE?nin bir KOSGEB AR-GE projesi, bir de Avrupa Birliği projesi oldu. Bir TÜBİTAK, koordinatör olarak da bir AB projesi konsorsiyumu oluşturduk. Bir AB projesi koordine etmek zor bir süreç, bilen bilir. Stratejik olduğunu düşündüğümüz hayvancılıkta yavru ölümlerinin önüne geçecek hem çiftlik hayvanları hem de pet hayvanlarına yönelik önemli bir ürünümüzün AR-GE sini tamamladık. Patente başvurduk ve R-Canina PLUS adı altında pazara açıldık. Bu ülkemiz hayvancılığı için önemli bir ürün. Çıktığı andan itibaren yetiştiriciler tarafından talep görmeye başladı. AR-GE?miz devam ediyor. Bundan sonra da farklı çözümlere ilişkin farklı ürünlerimizle pazarda yerimizi alacağız. Hayvancılık sektörü ve saha deneyimlerimiz sorunu doğru tanımlamamıza ve gereken araştırmaları yaparak çözüm üretmemize önemli katkılar sağlıyor. Yani aslında AR-GE çalışmalarımda akademik çalışmalarıma destek vermeye başladı. Zamanı doğru bir şekilde planlayarak ve birazda özel hayattan ödün vererek ikisini aynı başarı ile yürütebiliyorum. Zorlandığım anlar oluyor. Ama bu beni çalışmadan, inovasyondan ve inandığım yolda yürümemden asla vazgeçirmiyor. Yorucu ama sonuçlarını alınca harika bir duygu. Bir kadın olarak birçok gence ve kadına rol model oluyorum.
?KEÇİ BUTİĞİ AÇACAĞIZ?
Keçi deyince akla gelen isimlerdensiniz, Neden Keçi?
?Ben Türkiye?de keçicilikte çalışan ilk kadın akademisyenim. Keçi Toros?ların şifacısı. Ben öyle diyorum. Değeri yeni anlaşılan bir hayvan. Aslında Orta Asya?dan beri Anadolu halkının sevdası keçiler. Çünkü sütü çok değerli. Kadınlarımız ta o dönemlerde keşfetmiş keçi sütünü. Anne sütüne çok yakın ve içindeki vitamin ve mineral maddeler, özellikle hücre yenilenmesi için oldukça değerliler. Kozmetik olarak da çok değerli. Gençlik iksiri gibi. Yenileyici ve besleyici özelliğiyle hemen keçi ürünleri öne çıkıveriyor. Koluman AR-GE keçi ürünleri konusunda da çok yakında bir ?keçi butiği? açacak?.