Korkut Daban

Tarih: 24.09.2024 13:24

BİR ÇİÇEKLE BAHAR GELİR Mİ?

Facebook Twitter Linked-in

                            BİR ÇİÇEKLE BAHAR GELİR Mİ?

Literatürde, Bir çiçekle bahar mı gelir? Sorusuna Cennet Mekan merhum Necmettin ERBAKAN şöyle cevap verir. Bir çiçekle bahar gelmez ancak“Her bahar bir çiçekle başlar.”

Deyim yerindeyse toplumun geleneksel ve önyargılı bakış açısına farklı bir perspektiften ancak müspet bir yorum getirmiştir.

Bu Kadim Millete, Yüzyıldır sömürgeci zihniyet tarafından dayatılan bu öğrenilmiş çaresizlik artık yavaş yavaş tarihten ve zihinlerden siliniyor.

Yüzyıllık Cumhuriyet Türkiye’sinde her yeni güne başka bir Hukuk Garabeti ile başlıyoruz. Suç ve suçlu kavramının adam akıllı bir zemine oturtulmadığına canlı tanık oluyoruz.

Her gün haberlerde yeni bir suç ve suçlu ile karşılaşmaktan bıktık diyebilirim. Akşam Haberlerinde henüz 18-20 yaşlarında ancak yaşının sayısından fazla suç dosyası ile hüküm giymiş Suç Makinelerinin yeni işlediği Suç Olaylarını izliyoruz.

Yüzyıllık Cumhuriyet Anayasaları ve uygulamada ki Yasalar belli ki bu toplumun derdine derman olamıyor. Artık yürek kaldırmıyor izlediğimiz haberleri. İnsanlar bu ülke sokaklarında güvenle yürüyemiyor.

Sabah evden çıkarken evine sağ salim dönme ihtimali her geçen gün azalıyor. Hukuk Devleti dediğimiz ülkede maalesef Kanunlara saygı duyan Namuslu ve Dürüst İnsanların mağdur olduğuna tanık oluyoruz.

Ne kadar acı değil mi?

Yasalara uyanların mağdur olduğu bir ortamda siz ne söylerseniz söyleyin bu milleti ikna edemezsiniz. O yüzden bu ülkede İktidar olmak kolay ancak Muktedir olmak gerçekten zor bir iştir.

Toplumun hiçbir değer yargısı ve örfü ile örtüşmeyen Garabet Yasalar ile bu toplumun yaralarına merhem olamazsınız. Hukukun Üstünlüğü diyerek konuşmak kolay!

Maalesef bu ifade Yüzyıllık Süreçte asla hayata geçirilmedi. Hukukun Üstünlüğü tam tersine Üstünlerin Hukuku olarak uygulandı.

Düşünebiliyor musunuz bu ülkede sözde kadına seçme ve seçilme hakkı nerdeyse 100 yıl önce verildi. Ancak ne hazindir ki, İnancı gereği başı örtülü kadınların meclise girmesi ancak 100 yıl sonra gerçekleşti.

Bugün konumuz siyaset değil. Fakat biz biliyoruz ki Cumhuriyet kurulduğu tarihten itibaren Elit bir azınlık elinde kontrol edilen bu memleket sömürgeci zihniyetin zincirlerini yeni yeni kırmaktadır.

Bu yüzdendir ki 100 yıl geçmiş olmasına rağmen bu kadim toplum hala kendi Kültür ve İnancına uygun yasalarla yönetilmemektedir. Bu durum Sosyal Yaşama ve Hukukun Üstünlüğü konusuna da doğrudan yansımaktadır.

Önceki gün İstanbul’un göbeğinde Mesleğinin ilk yılında hayatının baharında genç bir polis memuru Şeyda YILMAZ,  henüz 19 yaşında ancak toplam 26 suçtan kaydı bulunan Bir Şehir Eşkıyası tarafından hayattan koparıldı.

Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. Ateş düştüğü yeri yakıyor muhakkak. Ancak bizler sorumluluk sahibi vatandaşlar olarak artık tüm bu olanlara dur demek istiyoruz.

Allah aşkına 26 suçtan sabıkalı caniyi serbest bırakan Hakim ve Hakimlerin acilen görevden el çektirilmesi gerekir. Dahası mevcut ceza kanunu başta olmak üzere Yeni Bir Anayasa yazılması elzem bir hal almıştır.

Bu ülkede Yasalara Saygılı namuslu insanların sokaklarda huzur ortamında yaşaması en öncelikli yaşam hakkıdır!

Bu nedenle Bir çiçekle bahar gelmesi için o ilk çiçeğin açacağı bir iklim oluşturulmalıdır! Kimse bu konuya kör ve sağır kalmamalı!

Tüm siyasiler başta olmak üzere toplumun geniş kitlelerinin katılımı ile gerçekleşecek bir Anayasa Taslağı hazırlanıp ivedilikle hayata geçirilmelidir.Suç ve Suçlunun caydırıcılığı olmadığı gibi adeta suça teşvik edici bir özelliğe sahip mevcut Anayasa ile daha birçok ocağa ateş düşecektir.

Bu nedenle hamasi konuşmalara bir son verip sonuç odaklı hareket etmek için yarın geç bugünden tezi yok gerekli adımlar atılmalıdır.

Selam ve dua ile…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —