Korkut Daban

Tarih: 02.12.2024 19:46

TÜRKİYE NEREYE KOŞUYOR .......

Facebook Twitter Linked-in

                                   TÜRKİYE NEREYE KOŞUYOR 

Son dönem değişen dünya düzeni ekseninde, gerek yakın coğrafyamızda gerekse uzak coğrafyalarda meydana gelen gelişmeleri dikkatle ve ibretle takip ediyoruz.

Son yüzyılı hak etmediği bir coğrafi sınır ve siyasi irade ile adeta kayıp yaşamış bir Türkiye, bugün yaşadığı coğrafya başta olmak üzere yeni sınırların belirlenmesinde adeta aktif bir rol almaktadır.

Başka bir deyişle Türkiye başta Ortadoğu olmak üzere birçok bölgede Oyuncu olmaktan öte sınıf atlamak suretiyle Oyun Kurucu pozisyonuna geçmiştir.

Soğuk Savaş dönemi sonrasında ABD’NİN küresel dünyada tek süper güç olması sonrasında Putin ile yeniden ayağa kalkan Rusya Cumhuriyeti ABD için tekrardan rakip olmuştur.

Rusya ise tarihsel sürecin aksine Türkiye için artık bir tehdit olmaktan öte adeta Müttefik ülke konumuna gelmiştir. Özellikle son yıllarda Türkiye Stratejik bir hamle ile Brezilya, Rusya, İran ve Çin birlikteliğinden oluşan BRIÇ’E yaklaşmak suretiyle özellikle Avrupa Birliği’nin vazgeçilmez olmadığına dair önemli bir mesaj verdi. 

Yine Amerika’nın son dönem sürekli Rusya’nın Avrupa sınırında kalan ülkeler üzerinden oluşturmuş olduğu tehditler Ukrayna örneğinde olduğu gibi çatıştırma politikası Rusya’nın Türkiye ile olan ilişkilerinin daha fazla kuvvetlenmesine sebep olmuştur.

Kısacası değişen dünya düzeninde artık kartlar yeniden karılmaktadır. Üstelik Süper Güç diye tanımlanan ülkelerin mevcut durumları tartışılır duruma gelmiştir.

 1789 Fransız İhtilali ile başlayan Ulus Devlet kavramının günümüzde son hali gerçekleşmektedir. Bu nedenle artık birçok devlet varlığını korumak adına güçlü gördüğü Büyük Ülkelerin ve Ortaklıkların gölgelerine sığınma yolunu tercih ediyorlar.

Yakın zamanda İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği için göstermiş olduğu irade ve gayret bunun en güzel örneğini oluşturmaktadır. Soğuk Savaş döneminde NATO ile VARŞOVA kutuplaşmasının benzer durumu şu anda daha keskin bir şekilde yaşanmaktadır.

İkinci Dünya Savaşı sonrası yeryüzü en gergin dönemini yaşamaktadır. Sömürgeciliğin artık asgari düzeye indirgendiği ve kısmen şekil değiştirdiği günümüz dünyasında Süper Güç dediğimiz ülkeler artık Ambargo ve Konvansiyonel Silahlar üzerinden tehdit oluşturmaktadır.

Ekonomik olarak geri kalmış ülkelerde ise kendi güdümündeki Siyasetçiler ve Askeri Vesayet yöntemi ile yön vermektedirler. Kısacası yeryüzünde tarafsız ülke kalmayacak şekilde ciddi bir kutuplaşmaya doğru gidilmektedir.

Tarafsız olanın bertaraf olacağı bir ortamda her türlü tehdit ve ayak oyunlarına rağmen Türkiye deyim yerindeyse bağımsız bir ülke olma yolunda ciddi adımlar atamaktadır.

Daha yakın tarihe kadar NATO müttefiki olmak bir ayrıcalık olarak görünmekteydi. Ancak bugün birçok NATO üyesi ülke Rusya’nın açık tehditleri karşısında çaresiz bir duruma düşmüşlerdir.

Özellikle Türkiye’ye yeni nesil F-35 Savaş Uçakları ve Patriot Füzeleri projesinde ABD tarafından uygulanan dolaylı Ambargo Oyunu erken fark edilmiş ve buna mukabil Türkiye kendi yerli ve milli Savaş Uçağı olan Kaan Projesini hayata geçirmiştir.

Yine ABD tarafından Türkiye’ye verilmeyen Patriot Füzelerine alternatif olarak ise Rusya’dan uzun menzilli S-400 Füzeleri Batarya Sistemini temin etmiştir.

Bu durumda Türkiye belki de Yeni Dünya Düzeninin en Serbest ve Bağımsız ülkesi olma özelliğini almıştır. 

Gerilimin had safhada olduğu mevcut ortamda tehdit nereden gelirse gelsin önlemini almasını bilmiştir.

Bu nedenle çok aksi ve olağanüstü bir gelişme olmadığı sürece Türkiye Yeni Düzeni içerisinde Yerli ve Milli Savunma Sanayisi ile dosta güven düşmana ise korku salan bir Süper Güç Adayı Ülke olma yolunda ciddi adımlar atamaktadır.

Özellikle Filistin ve Suriye meselesinde gösterilen sabırlı ve dik duruşun semeresini orta vadede alacağından şüphe yoktur.

Düne kadar Türkiye ile Müzakere etmeye tenezzül etmeyen başta Esed Rejimi olmak üzere birçok Ülke ve Lider Türkiye’nin kapısını çalmak durumunda kalacaktır.

Bekleyelim ve göreli. Mevla neylerse güzel eyler.

Selam ve dua ile…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —