Korkut Daban

Tarih: 30.07.2024 12:50

ZALİMİN ZULMÜ DEVAM EDİYOR…..

Facebook Twitter Linked-in

                                                                                ZALİMİN ZULMÜ DEVAM EDİYOR

Yeryüzü Habil ve Kabil olayından bu yana türlü kavga ve savaşların etkisinde kalmış üstelik kahir ekseriyette Müslümanların çoğunlukta yaşadığı coğrafyalarda bu savaşlar ve zulümler günümüze kadar gelmiştir.

Her fırsatta dile getirmekte olduğumuz İbn-i Haldun’un veciz sözü Coğrafya Kaderdir ifadesi her daim kulağımızda çınlıyor ve dahası hafızamızda her geçen gün daha etkili bir şekilde yer ediniyor.

Ne hazindir ki 8 Milyar nüfusa erişen dünyanın hemen her yerinde zulme maruz bırakılan Müslüman Halklar oluyor. Bunu tesadüfle açıklamak mümkün mü?

Vahşi Batı ve onun sömürgeci düzenini oluşturan,Kapitalist uygulamaları sürekli mazlum coğrafyaları kendisine hedef edinmiştir. Bugün başta Filistin ve Doğu Türkistan olmak üzere birçok coğrafyada kendini ifşa etmektedir.

Yıllarca cahil bıraktıkları ve kölelik düzeni ile sömürgeleri altında tuttukları toplumları asla kendi başlarına hür olarak yaşamalarına müsaade etmediler.

Örneğin Birleşik Krallık yani İngiliz Sömürgesi altından çıkan birçok Asya ülkesinde savaşların ve iç çatışmaların devam ettiğine tanık oluyoruz.

Bugün Filistin’de yaşanan Soykırım başlı başına bir zulümdür. Ancak sanmayın Filistin bu zulmün yaşandığı yegane coğrafya değildir.

Emperyalist Batı, özellikle İslam nüfusunun yoğun olarak yaşandığı ülkelerden elini çekmemiştir. Buna en güzel örnek ise Bangladeş Halk Cumhuriyeti’dir.

Son olarak 1971 yılında bağımsızlığını kazanan ülke de sürekli olarak ayrımcılıklar yapılmak suretiyle deyim yerindeyse normal halkın özellikle ülke yönetiminde ve üst düzey bürokrasiden uzak tutulması sağlanmıştır.

Kota uygulaması adı altında yapılan bu zulüm nedeniyle Savaşçı Aileler haricindeki nüfusun adeta yokluk ve sefalete sürüklenmesine neden olunuyor.

Üniversiteye girişten başlayıp kamu ve özel işlerde yıllardır uygulanan kota sisteme karşı öğrenciler bu sefer tek ses oldu. Bilmeniz için ifade ediyorum ki; Bangladeş 1971 yılındaki savaşçı aileler, çocuklar, torular ve sonları için yüzde 30, Kadınlara % 10 ve diğer olmakla beraber toplamda % 56 kota sistemi uygulanıyor.

Bazı durumlarda bu kota % 62 ve bazı işlerde % 96’ye kadar çıkmaktadır. Bu şekilde nüfusun sadece % 3’ünehitap eden kısım için % 56 kota ve geri kalan % 97 genel nüfus için sadece % 44 oranında işe alımı genel halkı mağdur ediyor. Bu durum, 2018 yılındaki eylemler sonrasında kota sistemi kaldırılmıştı ancak HasinaHükümeti 2024 Temmuz ayında tekrar kota sisteminigetirdiğini duyurdu.

Kota sistem aslında bir fikirsiz, akıl yoksunu ve gerçekten uzak bilimsiz nesil yetiştirmesi için yapılmaktadır. Bunun yanı sıra son 15 senedir devam eden her türlü zulümleri de bu eylemin ana nedenidir. Son bir haftadır devam eden eylemlerde şu ana kadar 30 öğrenci hayatını kaybetti. Polis demokratik olarak tepkilerini ortaya koyan öğrencileredoğrudan ateş açtı.

Göstericilerden binlerce yaralı var ve yüz binlerce öğrenci hala sokaklarda Kota Uygulaması karşısında demokratik olarak haklarını arama mücadelesi veriyor.

Tıpkı ülkemizde olduğu gibi gelişmekte olan İslam Coğrafyalarında Ülke Yönetiminde sadece seçilmiş bazı Zümreler üzerinden hareket ediyorlar. Bu sayede Ülkeyi Ayağa kaldıracak asıl kitlelerin eğitimden ve ülke yönetiminden uzak tutulması sağlanıyor.

Batı ile uyumlu ancak kendi halkına herhangi bir faydası olmayan yönetim anlayışı bu gelişmekte olan Potansiyel Ülkelerin açlık sınırında kalmasına neden oluyor. Bugün 175 Milyon nüfusa sahip Bangladeş ekonomik olarak dünyanın en fakir ülkelerinden birisi. Asgari Ücret 105 Euro yani Türk Lirası olarak 3700 TL.

Halkın ciddi bir kısmı % 40’ı hala temiz suya ulaşamıyor. Bangladeş, Pirinç,  Hint Keneviri ve Sebze üretiminde zengin bir ülke. Dünyanın en uzun kumsallarından birine sahip muhteşem bir Coğrafya. Pembe İncisi ile mücevher yapımında zengin bir madene sahiptir.

Bangladeş adeta Uyutulan Bir Dev diyebiliriz. Adeta işlenmeyi bekleyen devasa bir maden diyebiliriz.  Sizce bu devin uyanmasını kimler istemez!

Tabi ki yıllarca bu ülkeleri sömüren Kapitalist Batıtoplumları istihbarat örgütleri sayesinde bu ve benzeri ülkeler de iç karışıklıkları sürekli olarak tetiklemektedir.

Bangladeş Halkının Kota gibi uygulamalar nedeniyle ayrıştırılmak suretiyle kendi içerisinde huzursuz bir toplum haline gelmesi sadece Emperyalist Batı Toplumuna yarar.

Bu nedenle Hasina Hükümeti tıpkı 2018’de yapmış olduğu gibi Kota Uygulamasını makul bir seviyeye çekmelidir. Bu sayede Bangladeş Halkının çoğunluğu için Kamu İstihdamı sağlanmış olacaktır.

Bizler kardeş olarak bildiğimiz Bangladeş Halkının her daim yanında olacağız. Dileğimiz odur ki en kısa sürede bu iç çatışma sona ersin ve Bangladeş Halkı huzur ve güven içerisinde yaşasın inşallah!

Selam ve dua ile... ZULMÜ DEVAM EDİYOR

Yeryüzü Habil ve Kabil olayından bu yana türlü kavga ve savaşların etkisinde kalmış üstelik kahir ekseriyette Müslümanların çoğunlukta yaşadığı coğrafyalarda bu savaşlar ve zulümler günümüze kadar gelmiştir.

Her fırsatta dile getirmekte olduğumuz İbn-i Haldun’un veciz sözü Coğrafya Kaderdir ifadesi her daim kulağımızda çınlıyor ve dahası hafızamızda her geçen gün daha etkili bir şekilde yer ediniyor.

Ne hazindir ki 8 Milyar nüfusa erişen dünyanın hemen her yerinde zulme maruz bırakılan Müslüman Halklar oluyor. Bunu tesadüfle açıklamak mümkün mü?

Vahşi Batı ve onun sömürgeci düzenini oluşturan,Kapitalist uygulamaları sürekli mazlum coğrafyaları kendisine hedef edinmiştir. Bugün başta Filistin ve Doğu Türkistan olmak üzere birçok coğrafyada kendini ifşa etmektedir.

Yıllarca cahil bıraktıkları ve kölelik düzeni ile sömürgeleri altında tuttukları toplumları asla kendi başlarına hür olarak yaşamalarına müsaade etmediler.

Örneğin Birleşik Krallık yani İngiliz Sömürgesi altından çıkan birçok Asya ülkesinde savaşların ve iç çatışmaların devam ettiğine tanık oluyoruz.

Bugün Filistin’de yaşanan Soykırım başlı başına bir zulümdür. Ancak sanmayın Filistin bu zulmün yaşandığı yegane coğrafya değildir.

Emperyalist Batı, özellikle İslam nüfusunun yoğun olarak yaşandığı ülkelerden elini çekmemiştir. Buna en güzel örnek ise Bangladeş Halk Cumhuriyeti’dir.

Son olarak 1971 yılında bağımsızlığını kazanan ülke de sürekli olarak ayrımcılıklar yapılmak suretiyle deyim yerindeyse normal halkın özellikle ülke yönetiminde ve üst düzey bürokrasiden uzak tutulması sağlanmıştır.

Kota uygulaması adı altında yapılan bu zulüm nedeniyle Savaşçı Aileler haricindeki nüfusun adeta yokluk ve sefalete sürüklenmesine neden olunuyor.

Üniversiteye girişten başlayıp kamu ve özel işlerde yıllardır uygulanan kota sisteme karşı öğrenciler bu sefer tek ses oldu. Bilmeniz için ifade ediyorum ki; Bangladeş 1971 yılındaki savaşçı aileler, çocuklar, torular ve sonları için yüzde 30, Kadınlara % 10 ve diğer olmakla beraber toplamda % 56 kota sistemi uygulanıyor.

Bazı durumlarda bu kota % 62 ve bazı işlerde % 96’ye kadar çıkmaktadır. Bu şekilde nüfusun sadece % 3’ünehitap eden kısım için % 56 kota ve geri kalan % 97 genel nüfus için sadece % 44 oranında işe alımı genel halkı mağdur ediyor. Bu durum, 2018 yılındaki eylemler sonrasında kota sistemi kaldırılmıştı ancak HasinaHükümeti 2024 Temmuz ayında tekrar kota sisteminigetirdiğini duyurdu.

Kota sistem aslında bir fikirsiz, akıl yoksunu ve gerçekten uzak bilimsiz nesil yetiştirmesi için yapılmaktadır. Bunun yanı sıra son 15 senedir devam eden her türlü zulümleri de bu eylemin ana nedenidir. Son bir haftadır devam eden eylemlerde şu ana kadar 30 öğrenci hayatını kaybetti. Polis demokratik olarak tepkilerini ortaya koyan öğrencileredoğrudan ateş açtı.

Göstericilerden binlerce yaralı var ve yüz binlerce öğrenci hala sokaklarda Kota Uygulaması karşısında demokratik olarak haklarını arama mücadelesi veriyor.

Tıpkı ülkemizde olduğu gibi gelişmekte olan İslam Coğrafyalarında Ülke Yönetiminde sadece seçilmiş bazı Zümreler üzerinden hareket ediyorlar. Bu sayede Ülkeyi Ayağa kaldıracak asıl kitlelerin eğitimden ve ülke yönetiminden uzak tutulması sağlanıyor.

Batı ile uyumlu ancak kendi halkına herhangi bir faydası olmayan yönetim anlayışı bu gelişmekte olan Potansiyel Ülkelerin açlık sınırında kalmasına neden oluyor. Bugün 175 Milyon nüfusa sahip Bangladeş ekonomik olarak dünyanın en fakir ülkelerinden birisi. Asgari Ücret 105 Euro yani Türk Lirası olarak 3700 TL.

Halkın ciddi bir kısmı % 40’ı hala temiz suya ulaşamıyor. Bangladeş, Pirinç,  Hint Keneviri ve Sebze üretiminde zengin bir ülke. Dünyanın en uzun kumsallarından birine sahip muhteşem bir Coğrafya. Pembe İncisi ile mücevher yapımında zengin bir madene sahiptir.

Bangladeş adeta Uyutulan Bir Dev diyebiliriz. Adeta işlenmeyi bekleyen devasa bir maden diyebiliriz.  Sizce bu devin uyanmasını kimler istemez!

Tabi ki yıllarca bu ülkeleri sömüren Kapitalist Batıtoplumları istihbarat örgütleri sayesinde bu ve benzeri ülkeler de iç karışıklıkları sürekli olarak tetiklemektedir.

Bangladeş Halkının Kota gibi uygulamalar nedeniyle ayrıştırılmak suretiyle kendi içerisinde huzursuz bir toplum haline gelmesi sadece Emperyalist Batı Toplumuna yarar.

Bu nedenle Hasina Hükümeti tıpkı 2018’de yapmış olduğu gibi Kota Uygulamasını makul bir seviyeye çekmelidir. Bu sayede Bangladeş Halkının çoğunluğu için Kamu İstihdamı sağlanmış olacaktır.

Bizler kardeş olarak bildiğimiz Bangladeş Halkının her daim yanında olacağız. Dileğimiz odur ki en kısa sürede bu iç çatışma sona ersin ve Bangladeş Halkı huzur ve güven içerisinde yaşasın inşallah!

Selam ve dua ile...


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —